Geçmişte birisi bana 2020 yılının felaketlerle geçeceğini, çekirge istilası, doğal afetler ve tüm Dünya’yı etkisi altına alacak bir virüsten bahsetseydi “hadi ordan!” derdim, ama şu an yaşıyoruz.
11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü küresel pandemi ilan edildi. 11 Mart 2020 tarihinde Türkiye’de ilk vaka görüldüğünde tüm okullar ve bazı üniversiteler resmi olarak tatil edildi. Şanslıyım ki ilk tatil olan üniversitelerden birindeydim. (yazıyı yazdığım tarih, bugün 16 Ekim 2020 -7 ay oldu- hala okullar kapalı)
İlk olarak 65 yaş üstü vatandaşların 11-12 Nisan 2020’de ise, 2000 yılındaki nüfus sayımından 20 yıl sonra ilk kez geniş çaplı bir sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Bu tarihten sonra ise her haftasonu sokağa çıkma yasağı getirildi. Daha sonra ise 18 yaş altının uzun süre boyunca sokağa çıkması yasaklandı.
İnsanların hijyenlerine önem vermesi ve ellerini yıkaması için demek ki böyle büyük çaplı bir şey gerçekleşmesi gerekiyordu. Pandemi süresince insanlar alışılmışın dışında, dışarı çıkarken maske takıyor ve hatta maske takmayan kişiler para cezasına çarptırılıyor. Maskesiz hiçbir yere gidemiyoruz, çok garip değil mi…
Genel olarak herkesin yanında bir adet dezenfektan bulunuyor, yarım saatte bir ellerimizi dezenfektanla temizliyoruz, çok garip…
Dışarıda yemek yerken mutfak ortamını pek umursamazdık, artık küçük restoranlarda yemek yemeye korkar olduk. Restoranda bir kişi bile maske takmıyorsa insanlar orayı tercih etmiyor.
16 Ekim 2020’ye kadar Türkiye’de toplam 342.143 kişi hastalığa yakalandı, 9.080 kişi ise hayatını kaybetti. Dünya’da ise toplam 38.925.204 kişi hastalığa yakalandı ve 1.098.378 kişi hayatını kaybetti.